14 Temmuz 2010 Çarşamba
Kazıyorum Durmadan Gidermişçesine derine...
Bir tatlı meltem esip gecerken bedenimden, cehennem kalbim gülüp geçiyor geçip gidenlere. Yaşlı bir ihtiyar edasında bakıp dururken gözlerim, esir düşmüş ruhun özlemi içinde beynim. Zor zamanlar eksik olmazken, kolaylarına rastlamamış hiç bir deli. Siper kazarmışcasına kazmış kendi "yerini" beynim. Korunmak ne kelime tek ve silahsız ama bir o kadar gösterişli içim. Ne denizler ne okyanuslar södürebilir bu içimdeki ateşi. Nede başka bir güç. Tek bir bakış bazen yada bir tek gülümseme. Bilmem belki hep ufak çaresiz bir çocuk oldu bu dev deli güçlü ve ukala beynim. Her gün aynı değilmi size ? Gerisi geçmiş... Çiğnediniz beni o ağzınızdaki sakızlarda. Gülüp geçtiniz, size gülüp geçen bu gerçek dehşete. Ötede durmak bir gösterişse eğer, yıllarca durdum çok ötenizde. Manaları teker teker, kavramları çözermişcesine okuyup durmayın bir tek kelime. Siz ne içindem ne dışımdan anlarsınız benim. Geçtiğim hep o asfsalt yolların kenarlarında duran kır çiçeklerini kıskanırım. Papatyalar kardeşçesine iç içe ve DEM lenmişcesine. Soğuk raylardan gecen bir tren alır hasreti içimden . Koyar yerine efkarı çeker içimden dumanı salar gökyüzüne.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder