Çizilirken kaderler, yaşam için şu sıralar, bir sigaram daha bitti izmaritini yakarak. Çok sıcak diyorlar bugün, içimdeki volkanı hiçe sayarak. Binlerce insan gelip geçerken önümden metro camlarına yaslanarak, küçük dünyalarına bakıp alay ediyorum. Bana göre değil kafiyeli yazmak aslında. Uyum yok hiçbir genimde. Demek ki, bozulmaya başladım bende, devamlı sizi ısırarak. Bütün çiçekler demir kokuyor bugün. Esen rüzgarlar bana yine soğuk. Ağlamanın yerini gülümseme, hıçkırmanın yerini, kahkahalar aldı bende. Çok oynadınız genlerimle ve bedenimle. Kalan tek ruhum şavaşıyor değil mi sizinle ¿ Tarih kuyusunun zamansızlığında, alıyor kalbim yerini. Duvarındaki binlerce taşın arasında. Ne baştaaa , nede sonda. O kuyunun ne sonu var ne başı, nede kıyaslanacak bir ortası. Yaşam sadece bir gülümsemenin içinde saklıyken bende, gülümsemenin yerini sormayın daha önce söyledim size.
Ve sen; cehennem sahibine gülümseyebilen melek!
Aç kanatlarını, gölge et sıcak bu bedene. Ve düzelt bu satırlara yan bakan başını. Yaslan geri dik dur,
Binlerce cümlenin içindeki melek, bütün sözlerim sana. Yapma! Düşünme hala evet , evet sözlerim sana...
w3hğXw3fğ6947j. ( Bu da sana kendi dilimden )
19 Temmuz 2010 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder