Kirpiklerim değiyor o soğuk duvara bazen...
Gözlerim acıyor ve damlıyor...
Kalbim beni sıkıştıran duvarı çekiçliyor her atışında...
Bir nefeslik mesafede, içime çekiyorum seni ve daha hızlı atıyor kalbim...
Bilmem kaç yüz yıl oldu bu sıkışık duvarın arasında ve sensiz...
Seni düşündükçe atacak kalbim, attıkça çekiçleyecek ve bir milyon yıl olsa bile kırıp geleceğim...
Açılacak o koca kırbahçesi...
Ortasında, salıncağının asılı olduğu koca asırlık ağaç...
Ve sen beyaz elbisenle ve başındaki o koca şapkayla sallanırken gireceğim içeri...
Gülümsemeni göreceğim ve belkide ilk kez
Sana verilmiş, sırf sana ait cenneti~N de olacağım...
Güneşin kızarmış, sönük hali ve bir akşam üstü...
Nice papatya gölgesinde, her zerresine kadar karıştığım toprak, sana kavuşmak için attığım her kutsal adımda, bu sefer serilcek ayaklarıma...
Ve bilinen ve bilmedikleri tüm evrenlerin KRALİÇESİ!
Biriktirdiğim gözyaşlarımdan, çok sevdiğin o tuzlu okyanusu yeniden yapacağım sana...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder