Hepinizin içinde ama hepinize çok uzak şehrin kahramanları var bu şeh-ri İstanbulda yada şehri-"kentinizde". Ne onları görürsünüz nede fark edersiniz. Kimi zaman bir gölge olur geçer üstünüzden kimi zaman kalabalığı oluşturur sizin diğerlerinizle. Aslında, hep senelerdir beklediğiniz hani küçükken hayal ettiğiniz hayat arkadaşlarınızdır onlar. Size, koca beton yığınlarının arasına sıkışmış size, sadece taze çiçekleri getirecekler de onlardır. Çalışırlar durmadan, bıkmadan, usanmadan dolaşırlar etrafınızda, olurlar divane. Yağmur yağdığında üstünüze bir damla düşüyorsa bilinki, sizin iki damlanız ona düşmüştür zaten. Yazılacak onlarca kelime varken ne yazılanların yarısını anlarsınız nede yarısını yaşarsınız.
Hayat sıcak bir simit, ince belli bir bardak çayda dururken hala benim için siz oynayabildiğiniz en güzel kelime oyunlarının sahte gülümsemelerinde sırtınızdaki kahramanları fark etmezsiniz bile. Ettiğinizde de, bana sırtını dönmüş dedikleriniz, sizin yaslandığınız, destek aldığınız kahramanlar, oradan gittiğinde başınızı çarparsınız. Size her sırtını dönene aynı gözle bakmamanız gerektiğini düşünce mi anlayacaksınız illa ¿
13 Eylül 2009 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Şehr'i Yârdır İstanbul. Şehr'i yarendir dinlemesini bilene... Sabah ezanında sesine usulca kulak veren kahramlanlarını gizemli vakitlerde ödüllendirmeyi sever en çok. Kaldırımlarını amaçsız ve hoyratça adımlayanların bilinçlerinden çalar, köşeye bucağa savurur parçalarını. Oysa yarenine hediye, aşıkına yar, merhametini dilenene anadır İstanbul... Geri kalanların ise en dipsiz kabusudur....
YanıtlaSilUsunu bilip de dinleyenlere yağmur diye binbir bahçesinden binbir kelebek gönderir...