13 Nisan 2017 Perşembe

Bak yine sarhoşum, yine çarpıştı yıldızlar...

Bir çayır olsa
Otları, bele kadar
Yatsak orada
Gece, yıldızlara baksak seninle
Dünya dursada, uzay donse...

Gülsen yine, yanakların yerçekimine karşı koysa...
Gözlerin ufalsa yine...
Yine kiskandirsa en parlak yıldızları da
Utansa nebula bulutları, saklansa...
Kabarsa yine elmaciklarinin üzeri...
Belirse yine yüzündeki mezarım...

Hani o gamzen varya
Beni oraya gömsünler meleğim...

Kimsenin, bana sarılınca omzumdan arkaya bakan yüzünden emin değilim de
Senin, o omzumdan bakınca, gözlerini kapayıp ruhuma sırıtıp, fisildamana bayılıyorum.

Hissettiğim kokunu bir parfüm şişesine koyabilselerdi...
İçinde, dünyanında bulunduğu, samanyolu galaksisi dahil tüm galaksileri verirdim...

Saçmaladığımı düşünenlere, şarapcıdan bir not.
O şişe benim şarabım,
Sizin küçük, benim büyük dünyam.
Ben hayali ile sarhoşum...
Zerre damlasına, gezegenleri yoğurur,
Güneşleri kızartırım.

2 yorum:

  1. Yine söyleyecek söz bırakmadınız artık kitaba mı döksek:)

    YanıtlaSil
  2. "Katrilyonlarca parsek" (yani bir çocuğun seni bukadar cok seviyorum derken kollarini geriye acmasi kadar ) hissiyattin, mikronda birini bile yansıtmayan bu aciz kelimeler bile, okadar kutsalki, bir kitaba koyup çaydanlık altı olmasindan korkuyorum...

    YanıtlaSil