10 Aralık 2011 Cumartesi
26 Kasım 2011 Cumartesi
Kızıl severim ben...
Herzaman dediğim gibi yine tekrar etmek istiyorum. İçimdeki ruh halini anlatacak bir dil bilmediğim için çok kızgınım. Beynim kendi düşüncelerine cevap veremiyor, yazık.
Yağmurda sigara içmek sıcak bir limana sığınmak gibi gelir bana. Ateşin varlığını bilmek ısıtır. Küçücük bir varlık koca bir ruhu bedeni ısıtır. Her nefeste, daha bir alevlenip şapkamdan yansır kocaman kızıl "sıcak" rengi olur. Şapka iyidir bu yüzden. Sigarayı ıslanmaktan korur ve sıcaklığı hissettirir. Bazen bir yuvanın çatısını aratmaz hayattan çok şey beklemeyen bir adama. Yine üşüdüm ısınmak için gidiyorum şapkamın altındaki limana...
Yağmurda sigara içmek sıcak bir limana sığınmak gibi gelir bana. Ateşin varlığını bilmek ısıtır. Küçücük bir varlık koca bir ruhu bedeni ısıtır. Her nefeste, daha bir alevlenip şapkamdan yansır kocaman kızıl "sıcak" rengi olur. Şapka iyidir bu yüzden. Sigarayı ıslanmaktan korur ve sıcaklığı hissettirir. Bazen bir yuvanın çatısını aratmaz hayattan çok şey beklemeyen bir adama. Yine üşüdüm ısınmak için gidiyorum şapkamın altındaki limana...
22 Ekim 2011 Cumartesi
SINIRLARIMDA DOLAŞIYORUM! sınır(şapkalı) ötesi
HAKKARİ olur bir gün.
BEY YURDU nu bilecek köpekler!
ANA DAĞ da yalvaracak bu piçler!
DEDE LER Dervişler ULU DORUK TEPE de Yiğitler!
SABIR DAĞ çatladı artık.
KARLI TEPE eriyecek üzerlerine.
ZAP SUYU yakar genzini, helalsiz içenin...
MEZAR GEDİĞİ dediğin yer, soysuzları kabul etmez!
ÇİMEN TEPE, o yeşerecek elbet yine!
DAĞLICA, AKTÜTÜN, YÜKSEKOVA, UZUNDERE, ÇAYIRLI, ÇUKURCA, BAŞKALE YİĞİT DAĞI...
NE GÜZEL MEMLEKETTİR BU TÜRKİYE !
BEY YURDU nu bilecek köpekler!
ANA DAĞ da yalvaracak bu piçler!
DEDE LER Dervişler ULU DORUK TEPE de Yiğitler!
SABIR DAĞ çatladı artık.
KARLI TEPE eriyecek üzerlerine.
ZAP SUYU yakar genzini, helalsiz içenin...
MEZAR GEDİĞİ dediğin yer, soysuzları kabul etmez!
ÇİMEN TEPE, o yeşerecek elbet yine!
DAĞLICA, AKTÜTÜN, YÜKSEKOVA, UZUNDERE, ÇAYIRLI, ÇUKURCA, BAŞKALE YİĞİT DAĞI...
NE GÜZEL MEMLEKETTİR BU TÜRKİYE !
Etiketler:
SINIR (ŞAPKALI) ÖTESİ
19 Ocak 2011 Çarşamba
Pencereden, tersten bakmışım senelerce...
Beynimden çıkan bütün ellerimi çekiyorum yavaş yavaş dış dünyadan. Uzanılan binlerce köşe bucak yerden. Teker teker gidiyor hepsi. Aranmışlığın eksiği de yok aslında ama hala eksik birşeyler yapmışım gibi. Korkak bir sokak kedisi gibi artık beynimin elleri. Her sözde irkiliyor, kaçacağı yere bakarak tekrar sözlere dönüyor ellerim. Çok özlüyor insan, olmasını istediği geçmişi. Ne acıdır o da bir hayalden öte değil. Binlerce elden geriye kalan üç beş tane. Onlarda tecrübelerine bağlı olarak ümitsiz kanser hastası gibi. Koca dünya iyice ufalıyor artık. Kocaman bir beynim var sayenizde. Gezegenler rahat rahat sığar içine. Hal böyle iken düşünüyorum neden uğraşmışım, bu kadar ufak şeylerle! Albert Einstein`nın dediği gibi oldu sanırım.
Delilik: Aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemek. Sanırım senelerce bunu yapmışım. Artık ellerim beynimin içinde dolaşıyor. Bu durumda size göre içine kapanık biri oluyorum. Bir kaç elin bir tanesi de burası. Artık zaman acımıyor size!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)